Kanmak...Bilmeden,istemeden bütün benliğimizle kanmak.Şu hayatta iyi olmak en zor şeydir.Çünkü bizi kötü olmaya iten birçok etken var etrafımızda bunlar bizi çok çabuk etkiler ve farkında olmadan kötü bir insan oluruz.
Mürşit Efendi iyi olmayı başarmışken,kötülüğün ortasına attı kendisini.Gözleri o kadar büyülenmiş,kör olmuştu ki etrafındaki şeytani düşüncelere sahip insanları göremedi.Kendinden ödün verdi,borçlandı,kavga etti,başkalarına muhtaç oldu,mesleğine ihanet etti.O;karısının ve kaynanasının kuklası haline geldi.Çünkü karısı ve kaynanası karşılarına çıkan saf,temiz ve meslek sahibi olan av
çıkınca hemen o avı avuçlarının içine aldılar.Karısı kurnazlığı,kaynanası da tatlı dili ile her seferinde Mürşit Efendiyi dize getirdiler,kandırdılar.Meşhur atasözümüz;"Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır." İşte tam yerinde söylendi şuan.Mürşit Efendi kendi gayreti,annesinin emeği ve güzel ahlakı ile memur olmuştu.Kendi kafasında geleceğini planlamıştı.Hayat ona öyle bir oyun oynadı ki onun hayalleri,planları tepe taklak oldu.
Hatıra defteri bu kısımda bitiyor galiba.İlerlediğim her sayfada yeni bir şey öğrendim. Demek hiçbir şey göründüğü gibi iyi veya kötü değil.İlerleyen zaman ve attığımız her adım sonun başlangıcıdır aslında.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder